Son zamanlarda gerek ticari yaşamın gerekse genel olarak çalışma hayatlarımızın dijital ortama kaymasıyla teknoloji, bilişim ve yapay zekâ sahalarında da gelişmeler artmaktadır. Bu doğrultuda da ilgili sahalarda her geçen gün hukuki düzenlemeler yapılmaktadır. Bu düzenlemelerin etkisiyle bilişim ve yapay zekâ hukuku önem kazanmıştır. Nitekim 2019 senesinde ortaya çıkan ve bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 Pandemi koşulları gereği bireyler daha da toplu yaşamdan uzaklaşmış ve teknolojinin kullanımı birçok sektörde payını daha da arttırarak devam etmiştir. Bu etkilerin sonucu önem kazanan bilişim ve yapay zekâ hukuku, içerisinde kişiler hukukunu, fikri mülkiyet hukuku, ticaret hukuku ve ceza hukuku gibi birçok hukuk dalını barındıran yeni ve karma bir hukuk disiplini olarak hukuk dünyası içerisinde yerini almıştır. Kişilerin zararlı yazılımları kullanılarak ürettikleri şeyler veya bilişim aygıtları kullanılarak işlenen suçlar (hakaret, dolandırıcılık, bilişim sistemlerine izinsiz girilmesi vb.) veya yapay zekanın bizzat kendisinin veri işleyerek yeni bir ürün elde etmesi gibi hususlar diğer hukuk disiplinleriyle beraber cevap aranan birtakım hususlardan bazılarıdır.